Borsa İstanbul’da Neler Oluyor !?

Borsa İstanbul’da Neler Oluyor !?

Gönül isterdi ki ; Sizlerle buluştuğum bu köşemde hep
iç açıcı, bilgilendirici, motive edici, pozitif içerikli yazılar yazayım…

Lakin, içinde bulunduğumuz süreç, yaşadığımız can yakıcı sorunlar, hele de son zamanlarda Türkiye ekonomisine bakıldığında, malesef yüzde 80’in üzerindeki vatandaşımızın hayat pahalılığına, geçim sıkıntısına esir edilmiş olması buna imkan vermiyor.

İlaveten de toplum sorunlarına duyarlı, çocuklarımızın/torunlarımızın geleceği için endişe eden bizleri, “çorbada tuz misali” sorunların çözümüne katkı sunmak için farklı sorumluluklar almaya sevk ettiği için gündemden de kopamıyoruz.

Evet, Türkiye ekonomisi malesef birkaç yıldır, özelikle de son bir yılda iktidarın uygulamaya aldığı yeni ekonomi modeli ile malesef yaşadığımız dünyadan ayrışan, öngörüsüz, belirsiz ve güven vermeyen bir hal aldı.

Ülkemiz, iktidar yetkilileri ve/ya devlet kurumları tarafından sürekli açıklanan ama vatandaşın derdine asla derman olmayan ve sayısını dahi hatırlamadığımız ekonomik paketlerin, programların, retoriklerin/söylemlerin gündemi haps ettiği, amma ve lakin vatandaşın da her geçen gün sorunlarının derinleştiği, tuhaf bir vaziyetteyiz…

Elbette, ekonomideki bu krizin, sorunların çözülememesinin nedenlerinin başında demokrasi ve özgürlükler alanlarında, Merkez Bankası, TÜİK, SPK, BDDK vb kurumlar ile yargı organları başta olmak üzere, devlet kurumlarının bağımsızlığında yaşanan gerilemenin ulusal ve uluslararası yatırımcıda, vatandaşlarda yarattığını güven kaybı var.

Bununla bağlantılı olarak, devlet kurumlarında ve iktidar kadrolarında yaşanan ehliyet-liyakat sorunları, ortak akıl ve istişare mekanizmalarındaki zaafiyet iyice ayyuka çıkmış durumda.

Bütün bunlara ilave olarak, heleki Cumhur ittifakının, yani iktidar blokunun koltuk-seçim kaybetme korkusu nedeni ile neredeyse yüzde 80 oranında kendi elleri yarattıkları ve her geçen gün büyüyen problemlerin kök sebeplere inip onları çözmek yerine, dış güçleri suçlamak ya da ciddi bir hastalığa paltayif/aspirin tedavisi uygulamak misali, önemli ekonomik sorunları gündem değiştirerek, yok sayarak zaman geçirip, elindeki yaygın propoganda makinaları ile de vatandaşlarda algıyı yöneterek, günü kurtarma operasyonları gibi nice faktörler de sıralanabilir…

Ki; her bir faktör ayrı yazı konusu olmayı da fazlasıyla hak ediyor.

Lakin, yazı başlığıma dönersem, sahi kısa adı BİST olan Borsa Istanbul’da neler oldu ?

Öncelikle doğrusunu söylemek gerekirse, menkul kıymetler borsamız yıllardır sığ bir yatırım alanıdır.
Ve mevcut iktidar da 20 yıllık döneminde borsaya güvenilir bir derinlik kazandıramamıştır.

İlave olarak da geçtiğimiz haftalarda BİST eski başkanı ve Ak Parti Erzurum milletvekili olan kız kardeşi ve eski eniştesi vs. bir grubun ortaya saçılan iğrenç yolsuzluk iddaları, iktidara yakın kişilerle bağlantıları, görevden almalar/istifalar ve daha neler neler …

Anlıyoruz ki ; bu olaylar mevcut durumda BİST’in yani, İstanbul Menkul Kıymet Borsası’nın, gelişmiş ülke menkul kıymet borsaları gibi asıl önemli işlevi olan ülkemizde KOBİ /OBİ ölçeğindeki işletmeler başta olmak üzere, üretim yapan, istihdam yaratan şirketlerin yaygın ve ucuz finansman kaynaklarına ulaşmasına destek amacından, hem uzak olduğunu, hem de denetim sorunlarını da ortaya koymuştur…

Kıymetli okuyucularım, hatırlayacağınız üzere BİST,
son haftalarda dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan yükselen ülke borsaları arasında kendine ilk sıralarda yer bulmuştu.

Hatta, Hazine ve Maliye Bakanı da parası olanlara yatırım mecrası olarak BİST’i adres göstermişti. Ki ; amaç da yastık altı da denebilecek tasarrufların sisteme çekilmesi idi.

Borsaya hücum eden vatandaş da haklı değil mi ?

Az da olsa tasarrufu olan yatırımcı ne yapsın ?

Bu enflasyon canavarına karşı parasını nasıl korusun ?

TL pul olmuş, nereye yatırsa TÜİK enflasyonu ile dahi (gerçek enflasyon 200-300) kıyaslasa negatif faiz/getiri ile karşı karşıya.
Kur Korumalı Mevduat /KKM desen başka bir dert.

Zaten banka ve sanayi hisseleri çok düşük kalmış idi borsada.
İlgili bakan Sn.Nebati de borsaya girin diyor, tavsiye ediyordu.
Ve borsada da hava güneşli, yüzler gülüyordu. Yani küçük yatırımcı borsaya heveslenmekte haklı idi…

Ancak, hal böyle olmasına rağmen yabancı yatırımcılar, ekonomi yönetiminde gördükleri zaafiyet ve güvensizlik nedeni ile hisselerini satıp, önceden çıkmıştı.

Gel gör ki ; borsadaki bu olumlu ambiyans/bahar havası
uzun sürmedi. Küçük yatırımcı son vagona binmiş ve borsa jargonunda “keriz silkeleme” de denebilecek bir operasyana maruz bırakılmıştı…

Borsada yapılan manipulasyon/yönlendirme sonucu,
3-5 spekülatör aracılığı ile (ki; böyle olması istenmemiş de olsa)küçük yatırımcı, malesef amiyane tabirle aptal/ saf yerine konmuş ve sert düşüşler sonucu çok zarar etmiştir.

Daha da beteri, BİST dünya borsalarında ciddi itibar/güven kaybına uğramış, sistem çökme aşmasına gelmiştir. Olaya kamu bankaları da dahil edilmiş, yine hazinenin yani vatandaşın sırtına ilave bir yük daha eklenmiştir.

Uzmanlar, söz konusu operasyonlar ile oluşan ilave yükün, yani halen sistemdeki risk tutarının 7-8 milyar TL (eski para ile 7-8 katrilyon) olup, “VİOP/Vadeli İşlem Opsiyon Piyasası” kontrat-taahhüt EŞLEŞME tarihi olan 3 Ekim 2022’nin önemini vurgularken, Borsa İstanbul ve bünyesindeki TAKASBANK ile bir çözüm üretmek zorunda olduklarını ifade ediyorlar. Umarım küçük yatırımcı lehine çözülür !!!

Amma ve lakin oluşacak kamu zararının dönüp, dolaşıp vergi-zam, pahalılık vb kılıklarda biz vatandaşların sırtına yükleneceği aşikardır.

Çünkü, sorun çözmenin yöntemi, mevcut iktidarın yaptığı gibi sonuçlarla uğraşmak değil, sebepleri ortadan kaldırmaktır…

KATEGORİ
TAGS
Hemen Paylaş

COMMENTS

Wordpress (0)
Disqus (0 )