SANSÜR YASASI GÖLGESİNDE SEÇİME DOĞRU

SANSÜR YASASI GÖLGESİNDE SEÇİME DOĞRU

İktidar tarafından geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)'ne sunulan, toplumda "Dezenformasyonla Mücadele Yasa Teklifi " olarak bilenen, benim de "toplumunun sesini kısma" ya da kısaca "sansür" yasası olarak adlandıranlara katıldığım,tam adı "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" TBMM'den jet hızı ile geçti.

Ve 18 Ekim 2022 Tarihli Resmi Gazete’de de yayımlanarak yürürlüğe girdi…

Zaten, iktidar tarafından defakto olarak sosyal medya mecraları başta olmak üzere, muhalif tüm basın/medya kuruluşlarına, gerçek ve tüzel kişilere sistematik bir şekilde ve artan oranda uygulanan sansür, böylece daha da bir ete kemiğe büründürülerek, yasal çerçeveye oturtulmuş, yani dejure edilmiş oldu.

Söz konusu yasanın, yasaklar ve sınırlamalar getiren maddeleri an itibariyle yürürlükte iken, Basın İlan Kurumu ve ilanlarla ilgili düzenlemelerin yürürlük tarihi ise 1 Nisan 2023 olarak belirlendi.

Tartışmaların odağındaki meşhur 29.madde şöyle :

“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktır”
denildikten sonra ; “Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde, söz konusu ceza yarı oranında artırılacak” diye de ilave ediliyor.

Ana muhalefet partisi CHP, ilgili yasanın Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenen 29.maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebi ile Anayasa Mahkemesi(AYM)’ne başvurdu. AYM ise başvuruyu gündeme aldığını ve ilk incelemesini 26 Ekim’de yapacağını duyurdu.

Konunun uzmanları, CHP tarafından AYM’ne yapılan söz konusu başvuruda, herhangi bir eksiklik tespit edilmezse Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 29.maddenin yürürlüğünün durdurulması istemini, ilk incelemede karara bağlayabileceği gibi, daha sonra belirlenecek bir günde başvuru esastan görüşülür demektedir…

Peki bu yasanın yürürlüğe girmesi ile hayatımızda neler değişecek örnek sorularla beraberce göz atalım :

Mesela, söz konusu yasayla birlikte haber alma hakkı, zaten sıkıntılı olan ifade özgürlüğü ve iletişim alanında yaşamımız, uygulamalarımız nasıl değişecek ?

Enflasyon Araştırma Grubu(ENAG), İstanbul Ticaret Odası (İTO), TÜRK-İŞ SENDİKASI vb STK’lar, özel-tüzel kişilerce, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)tarafından acıklanan enflasyon verilerinin dışında gerçekte yaşanan enflasyon ile ilgili bir veri açıkladığı için hapis cezasıyla yargılanabilecek mi ?

Mesela, yerel siyasette ya da Ankara kulislerinde konuşulanları yazan, paylaşan basın/medya mensupları gazetecilerin daha kolay yargılanmasının önü mü açılmış olacak ?

Hatta, sosyal medya mecralarında ‘yanıltıcı bilgi’ olduğu kabul edilen haber ve/ya sosyal medya paylaşımlarını beğenen kişiler, paylaşan kişiler de ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’dan hapis cezası ile mi cezalandırılacak ?

WhatsApp’ta bireysel ya da grup olarak yapılan ileşitişim içerikleri, paylaşımlar da ceza kapsamında mı ?

Örneğin, iktidar blokunda bir siyasetçi ya da devlet kurumlarındaki üst düzey yöneticilerden birileri hakkında
rüşfet, yolsuzluk iddiaları üzerine veri, bulgu paylaşımı yapılmış ve iktidarın hoşuma gitmemiş ise bu da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası kapsamına mı girecek ?

Malesef tüm bu sorulara cevabım EVET olacak…

Kıymetli okurlarım, toplam 40 maddeden oluşan söz konusu yasanın çok tepki çeken ve de en çok tartışılan 29.madde ile Türk Ceza Kanunu’nda(TCK)malesef iktidar tarafından yeni bir suç tanımı ihdas edilmiştir.

Ayrıcbu tanım çerçevesinde hangi fiillerin, neye göre, kime göre suç sayılacağı çok muallakta olmasına rağmen, bu maddeye göre suçlu bulunanlar, belki de 1yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkûm olabilecek !

Ki ; Türkiye’de son yıllarda yargı erkinin bağımsız ve tarafsızlığı konusunda hak arayanların, gerek Anayasa Mahkemesi(AYM), gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AHİM)ne yaptıkları başvuru ve alınan sonuçlar ortada…

Sözün özü, seçim sathı mahalline inilmişken, iktidar bloku tarafından TBMM’deki sayısal üstünlüğe dayanarak zaten kısıtlı olan bireysel hak ve özgürlüklerin, basın özgürlüğünün bu denli yasal düzenlemelerle daha da fazla kısıtlanmasını son derece antidemokratik buluyorum.

Ve de iktidar blokunun seçimi kaybetme korkusunun gittikçe arttığının tezahürü olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca, şunu da belirtmekte yarar görmekteyim;
Söz konusu yasa teklifi hazırlanırken, iktidarın iddia ettiği gibi gelişmiş ülke sosyal ağ yasa düzenlemelerinden feyz alındığı yönündeki açıklamalara da pek katılmıyorum.

Zira, bu konu da öne çıkarılan ve örnek alındığı ifade edilen Almanya’daki ilgili yasa ırkçılık, şiddet, kin, nefret içerikli söylemlerle alakalı olup, orda bile özel hayatın, kişisel bilgilerin gizliliğinin ihlal edilmemesine dikkat edilmiştir. Oysaki, bizde yürürlüğe giren bu yasa da özel hayat/kişisel bilgiler adeta anayasaya aykırı bir şekilde ifşaya zemin yaratabilecektir…

Vatandaş olarak, doğruyu öğrenme ve paylaşma özgürlüğü anayasal hakkımız mıdır ? Tabi ki de EVET…

Ve bu hakkımızın, herhangi bir çıkar/getiri ve/ya siyasal bir saikle ilgisi de olmayabilir.

Fakat, üzülerek belirtmek durmundayım ki ; iktidarın devlet kurumlarındaki yöneticilerde liyakat, ehliyet yerine sadakat, bizden biri, biyad vb niteliklere prim vermesi, devlet kurumlarının bağımsızlığı, şeffaflıkları, hesap verebilirlikleri konusunda vatandaş nezdinde güven erozyonu yaratmıştır.

Dolayısıyla, realite yani vatandaşın gerçek yaşam maliyeti başta olmak üzere, ilgili devlet kurumları tarafından açıklanan verilerle, cepten çıkan para arasındaki makasın çok açılması ;

Yine, devletin üst kademelerindeki yöneticiler, siyasiler hakkında yolsuzluk, rüşfet, yandaş kayırmacılık iddialarıyla alakalı iktidar yetkililerinin suskunluğu, tatmin edici açıklama yapmamaları, doğal olarak biz vatandaşlara iktidarın kontrolünde olmayan kurum ve kuruluşların, sosyal medya ağlarındaki paylaşımları ,verileri daha sahici gelmektedir.

Hatta daha da ilerisi, bazı vakalarda özelikle sosyal medya, internet medyası neredeyse toplumun vicdanı konumuna gelmiştir.

Hal böyle olunca, yürürlüğe giren bu sansür yasası ile inilen seçim sathında sonuç nereye varır, hep beraber yaşayarak göreceğiz !!!

KATEGORİ
TAGS
Hemen Paylaş

COMMENTS

Wordpress (0)
Disqus (0 )